12 Ağustos 2014 Salı

Sessiz Ümit

Hani derler ya,'yemedim, içmedim, her işi bıraktım oturdum', ben de dün akşam böyle bir havayla, bir "turuncu koridor" yazısı yazdım. Bu kez içeriği fazlasıyla yürekleri dağlayacak, pek çoğunuzu sarsacak, bazılarınızı ağlatacak ve çoğunluğunuzun okumadan geçeceği bir yazı olmuştu. Bilerek, isteyerek, içimden gelerek, özellikle  böyle seçmiştim konuyu.

Buram buram duygu yüklü, havası ağır, bir hastane gerçeği ve size tanıştıracağım bir delikanlı vardı satırlarımda. Hayalleriyle, umutlarıyla, yaşadıkları ve yaşayamadıklarıyla, turuncu koridorun 17 numaralı 'korku' odasından, bir sabah telaşla alınıp yoğun bakım servisine götürülen ve bir daha kendisinden haber alınamayan... Aslında haber alınamayan demek çok yanlış oldu, haber aldık elbette; tüm 17 numaralı odadan telaşlı koşuşturmalarla aniden ayrılan ve yoğun bakım servisine kaldırılan ve orada tedavisini tamamlayıp "iyileştiğini", bir daha hastaneye geri dönmesine gerek kalmadığını öğrendiğimiz diğer çocuklarımız gibi, hastaneden 'taburcu' olmuştu 18 yaşındaki Ümit de, koridordaki adıyla 'Ümit Abi".  

İstemedi sanırım hikayesini sizlerle paylaşmamı, hep sessizdi zaten Ümit, sanırım bozulmasın istedi sessizliği, bilmiyorum ki? Yazıma son noktayı koymuş tam 'paylaş' tuşuna basacaktım, ama yanlışlıkla 'sil' tuşuna bastım. Öylece kayboldu ortadan, siliniverdi, uçtu gitti sayfalar dolusu yazdıklarım, hem de bir saniyede... İçimdeki bir çığlık, yüzümdeki keder ve ne yapacağımı bilememezlikle, ellerim bomboş kalakaldım, nafile... 

Dün Ümit sessizliğini bozmamı istemedi madem, bugün geride kalan hayranlarını yasa boğan Robin Williams'ın anısına bu yazımı paylaşayım istedim. Uzun bir hayat ve güzel anılar bırakıp gittin, adını her zaman anacağız Robin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder